İmdat! Nefes Alamıyorum!

İnsan varlığı yemek yemeden birkaç hafta yaşayabilir. Hatta susuz olarak birkaç gün bile hayatını sürdürebilir. Ancak her insan, birkaç dakikadan fazla havasız bırakılırsa hayatta kalamaz.
Hava – hayatta kalmak için mutlaka gerekli olsa da, nefes almak, birkaç saniyede bir hiç düşünmeden yaptığımız rutin bir şeydir. Havanın bir ölüm kalım meselesi olduğunu anlamış olan çok kişi vardır. Adolf Hitler ve onun Nazi ordusu milyonlarca Yahudi, zenci, homoseksüel ve diğer siyasi tutukluları hava girmeyen odalara tıkarak onlara zehirli gaz vermişlerdi. Diğer birçok kişi ise kurbanları boğarak veya havasız bırakarak cinayetler işlemişlerdir. Hava olmadan insanlar ölür! Üzülerek söylemek gerekir ki, Dünya Sağlık Örgütü, 2004 yılı raporunda alt solunum yolu enfeksiyonlarını ve kronik obstrüktif akciğer hastalığını (her ikisi de solunum hastalığıdır) dünya genelinde üçüncü ve dördüncü sıradaki ölüm nedeni olduğunu belirtmiştir.1
Eğer Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşıyorsanız, kötü hava koşullarına dayalı hastalıkların ve hatta ölümün gittikçe artmakta olduğunu zaten fark etmişsinizdir. Irak’ın 2003 yılı raporuna göre, akut alt solunum yolu enfeksiyonları ve ishal, hep birlikte çocuk ölümlerinin % 70’ini oluşturmaktadır.2 Lübnan’da Suriyeli mültecilerin % 34’ü solunum yolu problemlerinden dolayı ölmektedir.3 Mısır’ın da solunum hastalıkları sorunu vardır. Mısırlı çocukların yaklaşık % 8’i astımla yaşamaktadır ve bu çocukların da dörtte biri yetersiz astım kontrolünden dolayı okula gidememektedir.4 Yetersiz hava solumaya bağlı diğer yaygın problemler arasında baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, düzensiz kalp atışı, düşük akciğer fonksiyonu ve kalp hastalıklarını sayabiliriz.
Fakat solunum yolu hastalıkları tartışmalarına taze bir hava getirebilmek için ne yapabiliriz? Öncelikle, kötü havanın bu solunum problemlerine nasıl neden olduğunu araştıralım.

Solunum Yolu Hastalıklarının Nedenleri

Havamız kirli – gerçekten kirli! Sık sık gri veya turuncu renkli sisin birçok kentin üzerine çöktüğünü görebilirsiniz. Bu puslu bulutlar, havada asılı duran minicik partiküllerden meydana gelmektedir. Bu kirletici maddeleri iki ana kategoride toplayabiliriz:
1. İri toz zerrecikleri (PM10), 2.5 ila 10 mikrometre çapındadır (bir mikrometre, metrenin bir milyonda biridir). Bu zerrecikler toz fırtınalarıyla, kum fırtınalarıyla, madencilik operasyonlarıyla ve yolda giden araçların tozları havaya kaldırmasıyla oluşurlar.
2. İnce toz zerrecikleri (PM2.5), 2.5 mikrometre veya daha küçük çaptadır – gözün görebileceğinden bile daha küçük! Bunlar, araçların egzoz dumanlarından, ağaç veya çöp yangınlarının dumanlarından, enerji santrallerinden, sigara dumanından ve endüstriyel operasyonlardan gelir.5
Hem iri hem de ince toz zerrecikleri sağlığınıza zararlıdır, ancak en zararlısı ince toz zerrecikleridir. Daha büyük toz ve kum zerrecikleri (PM10) burun kılları ve mukoza yoluyla vücudun savunma sistemi tarafından yakalansa da, ince ve hissedilmeyen zerrecikler solunum sisteminizin her tarafına girebilir ve astım, solunum yolu enfeksiyonları, baş dönmesi, baş ağrısı ve kalp sorunlarına yol açarlar. Bu zerreciklerden çoğu sadece toksik olmakla kalmaz, aynı zamanda akciğerlerin doğal yoldan nefes alma sürecini de “tıkarlar”. Minicik PM2.5 zerrecikleri, özellikle çocuklar açısından tehlikeli olup, doğumda düşük ağırlık, astım, akciğer kanseri, genel nefes alma sorunları ve erken ölüm gibi hasarlara neden olurlar.6
Özgürce nefes almak istiyor musun? İdeal çözüm, arabalardan, enerji santrallerinden, yanan çöp ve lastiklerden ve pasif içicilikten uzak, kırsal bir ortamda yaşamaktır. Ancak Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşayan birçoğumuz için kirli kent dumanın üzerinde kalan kırsal bölgelerdeki villalara taşınmak, bir seçenek olmaktan uzaktır. İşte şimdi sizlere bulunduğunuz yerde havanın kalitesini artırmaya yardımcı olacak dört adet hızlı ve basit ipucu veriyoruz.

Daha Temiz Hava İçin Dört İpucu

1. Kirli havaya en fazla neden olan şeylerden biri araçlardır. Önündeki araçtan çıkan egzoz gazları her gün akciğerlerine dolmaktadır! En iyisi aracınızı mümkünse pencereler kapalı olarak ve klimanın ayarını dışarıdan gelen kirli hava yerine araç içi hava sirkülasyonu yapmak suretiyle sürmektir. Şayet aracı pencereler açık olarak sürmek zorundaysan ve özellikle tüm gün araç veya motorsiklet kullanıyorsan, ince zerrecikleri filtre eden bir burun-ağız maskesi kullanabilirsin. Yalnız maske alırken, başınızın arka tarafından bağlanan türde bir maske olduğundan emin olun. Kulaklara geçirilen türdeki maskeler sadece iri toz zerreciklerini filtreler, ince olanları değil.
2. Peki ya evinizin içindeki hava? Evin içindeki havayı temiz bir şekilde korumanın en iyi yolu, sigara içen kişiyi dışarıya göndermektir! Pasif içicilik de çok tehlikelidir, özellikle de küçük çocuklar için. Sigara dumanı, çocukların akciğerlerine girerek astım, solunum yolu enfeksiyonları ve kansere neden olan birçok zehirli PM2.5 kimyasalları içerir. Eğer ailede sigara içen biri varsa, dışarıda içmesi konusunda ısrar ediniz.
3. Sigara içeni dışarıya göndermiş olsanız bile, evinizin içine diğer küçük zerrecikler girmeye devam eder – çoğunlukla yakınlardaki trafikten ve ateşten. Bununla, evimizin her odasına süs bitkileri yerleştirerek savaşabilirsiniz. Her tür süs bitkisi olabilir. Bilim, süs bitkilerinin PM10 seviyesini % 30’a kadar, minik PM2.5 zerreciklerini de önemli miktarda azaltmaya yardımcı olabildiğini göstermektedir.7 Bitkileri ışık alabilecekleri pencere kenarlarına koyun, böylece onlar yuvanızdaki havayı “solurlarken,” akciğerlerinizde olmasını istemeyeceğiniz birçok şeyi de filtrelerler!
4. Yuvanızdaki havanın kalitesini artırmak konusundaki son ipucu, dışarıdan gelen havalandırmadan korkmamaktır. Çoğunlukla evin içindeki hava, eğer evinizde uygun bir filtrasyon sistemi olan klimalar bulunmadıkça, dışarıdaki havadan daha kötüdür. Dışarıdan gelen kirli havayı solumaktan daha da kötü olan şey, içerideki kirli havayı tekrar tekrar solumaktır. Eğer şehir içinde yaşıyorsanız, en iyi seçim henüz arabaların egzoz gazları havada birikmeden önce tüm pencerelerinizi sabah erkenden açmanız olacaktır. Dışarıdaki havanın en temiz olduğu zaman, sabahın erken saatleridir, bu nedenle pencereleri açın ve evinizi iyice havalandırın! Dışarıdan gelen havayla evinizi havalandırdıktan bir saat sonra pencerelerinizi yine kapatın. Her gün doğru zamanda evinizdeki havayı değiştirmek, rahat nefes almanın en iyi yoludur.

Rahat Nefes Almak

Eğer sen veya ailenden birisi kronik solunum hastalığından şikayetçiyse veya sen sürekli baş ağrılarından, baş dönmelerinden, unutkanlıktan ve yorgunluktan bıktıysan, daha iyi nefes almak konusunda burada verilen ipuçlarından bazılarını deneyebilirsin. Her şeyden evvel soluduğumuz hava gerçekten bir ölüm-kalım meselesidir.
Ancak sen veya tanıdığın biri, hava almada zorluk çekiyorsanız veya nefes alırken ağrı hissediyorsanız, derhal doktoru görmelisiniz. Daha iyi nefes almak ve yaşamın her alanında ideal sağlığa kavuşmak konusunda daha fazla bilgi almak için web sayfamızı ziyaret edin.

1. Dünya Sağlık Örgütü, “Hasarlı Ölüm Artış Oranı,” http://www.who.int/violence_injury_prevention/key_facts/en/, Aralık 2015.
2. Ala’din Alwan, “Irak Sağlık Raporu,” http://www.who.int/hac/crises/irq/background/Iraq_Health_in_Iraq_second_edition.pdf, Aralık 2015.
3. “UNHCR Birincil Sağlık Bakımı Profili,” 2014 yılı 1. Çeyrek, Ocak – Mart.
4. Mohammad Awad Tag al-Din, “Mısır’daki Kronik Solunum Yolu ve Diğer NCDs Hastalıkları,” http://www.who.int/gard/news_events/1_tag_el_din_egypt.pdf, Aralık 2015.
5. “Partiküler Kirlenme (PM),” http://www.airnow.gov/index.cfm?action=aqibasics.particle, Aralık 2015.showAirHealth.action#ParticulateMatter, Aralık 2015.
6. P.N. Pegas, et al, “Ev Bitkileri, Okul İçindeki Hava Kalitesini Artırabilir mi?” Toksikoloji ve Çevre Sağlığı Raporu Bölüm A (Etki Faktörü: 2.35). 10/2012; 75(22-23):1371-80.